(Allah Resûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Resûlallah?” dedik. O da; “Allah’a, Kitâbı’na, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.

Müslim, Îmân, 95.


İslâm, güzel ahlâktır.

bkz. Beyhakî, Şü‘abü’l-îmân: 6/242 No: 8016


İnsanlara merhamet etmeyene Allah Teâlâ merhamet etmez.

Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16.


Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.

Buhârî, İlm, 11; Müslim, Cihâd, 6.


İnsanların Peygamberlerden öğrene geldikleri sözlerden biri de: “Utanmazsan dilediğini yap!” sözüdür.

Buhârî, Ehâdîsü’l-Enbiyâ, 54; Ebû Dâvûd, Edeb, 6.


Hayra vesîle olan, hayrı yapan gibidir.

Tirmizî, İlm, 14.


Mümin, aynı delikten iki defa ısırılmaz (Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez).

Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.


Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki, bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlâkın gereğine uygun davran.

Tirmizî, Birr, 55.


Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.

Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî, Şü‘abü’l-îmân, 4/334.


İman, yetmiş (veya altmış) küsur şubedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Hayâ da îmanın bir şubesidir.

Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.


Kim kötü/çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse,
kalben karşı koysun. Bu da îmanın en zayıf derecesidir.

Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.


İki göz vardır ki, Cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.

Tirmizî, Fedâilü’l-cihâd, 12.


Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.

İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye, 31.


Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek manada) îman etmiş olamaz.

Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.


Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (Müslüman) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim Müslüman’ı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu Kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslüman’ın kusurunu örterse, Allah da Kıyamet günü onun kusurunu örter.

Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.


İman etmedikçe Cennet’e giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) îman etmiş olamazsınız.

Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56.


Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin/güvende olduğu kimsedir.

Tirmizî, Îmân, 12.


Birbirinize buğz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt dönmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir Müslüman’a, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.

Buhârî, Edeb, 57, 62.


Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de Cennet’e götürür. Kişi doğru söyleye söyleye sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de Cehennem’e götürür. Kişi yalan söyleye söyleye kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.

Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104.


(Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.

Tirmizî, Birr, 58.


(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. İyi göremeyen bir kimseye yardımcı olman senin için sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.

Tirmizî, Birr, 36.


Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama O, sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.

Müslim, Birr, 34; İbn Mâce, Zühd, 9;Ahmed b. Hanbel, ٣/285, 539.


Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah’ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.

Tirmizî, Birr, 3.


Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir: Mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın evlâdına duası.

İbn Mâce, Duâ, 11.


Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.

Tirmizî, Birr, 33.


Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.

İbn Mâce, Nikâh, 50.


Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen bizden değildir.

Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.


Peygamberimiz, işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yan yanayız” buyurmuştur.

Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.


(İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resûlallah? dediler. Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, fâiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmaktır, buyurdu.

Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 145.


Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.

Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75.


Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.

Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141.


Dul ve fakire yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle geçiren kimse gibidir.

Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41;Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78.


Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları, tövbe edenlerdir. 

Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.


Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musîbete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.

Müslim, Zühd, 64; Dârimî, Rikâk, 61.


Bizi aldatan bizden değildir.

Müslim, Îmân, 164.


Söz taşıyan, (cezâsını çekmeden ya da affedilmedikçe) cennete giremez.

Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.


İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz.

İbn Mâce, Ruhûn, 4.


Bir Müslüman’ın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o Müslüman için birer sadakadır.

Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkāt 12.


İnsanın bir organı vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.

Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkāt, 107.


Rabbiniz Allah’a karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekâtını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz.

Tirmizî, Cum‘a, 80.